23 Haz Bir Yönetici Hayal Ediyorum Gözlerim Kapalı…
1990 yılından itibaren bir profesyonel ve sonrasında danışman olarak iş hayatındayım. Pek çok patron ve yönetici ile çalıştım. Şu aşağıda sıraladığım tutumların hepsini sergileyen bir yönetici ile karşılaşmadım. “En iyi yöneticimdi” dediğim kişi bile %70′ini belki sergilemiştir.
* Bizi dinliyor, işlerimiz üzerine düşünce yollarımızı açan akıllı sorular soruyor.
* Ekibe iş dağılımı esnasında soruyor: Ne yapmak istiyorsunuz?
* Ekibin işleri hakkında birbiri ile yardımlaşmasını teşvik ediyor.
* Ekibin yaptıkları işten memnuniyet duyarak anlam çıkartabilmeleri için büyük resmi gösteriyor ve büyük resimle ortak akıl oluşturuyor.
* Ekibe çapraz proje görevlendirmeler yaparak iş zenginleştiriyor, geliştiriyor.
* Ekibi zorlayıcı hedeflerle çalışmalarını istiyor, hedeflerin tutması için mentorluk ve koçluk desteği veriyor.
* Ekibi yeni beceriler sergileyebilmeleri için gelişim yolunda destekliyor, yönlendiriyor.
* Ekibe sürekli öğrenme ve gelişim odaklı geri bildirim yapıyor.
* Ekibi sıradışı, uçuk fikirler üretmeleri için destekliyor.
* Ekibe hata yapmaları için öncü oluyor.
* Kendisi sürekli geliştiriyor, öğrendiklerini paylaşıyor, tartışmaya açıyor.
* Açık iletişim metotları kullanıyor.
* Üstündeki yetki ve sorumlulukları devrederek yönetsel yetki almaya hazır ekip üyelerini yetiştiriyor.
Diğer taraftan herkesin “ideal yönetici” tanımı kişisel beklenti ve ihtiyaçlarına göre sekilleniyor. Hatta yöneticilik sürecini incelediğimizde durumsallık da sıklıkla ön plana çıkabiliyor. Çok demokratik olmasına alıştığımız bir yöneticinin yeri geldiğinde masaya elini vurabilmesini de istiyoruz. Sanırım büyük manzaraya baktığımızda, ideal yönetici için empati yetkinliği ile anın getirdiği özel koşulları iyi analiz ederek şekilden şekile girebilmesi gibi imkansızı zorlayan bir tanımlama ortaya çıkıyor.
Ülkemizde zihinlerde dikey kariyer şartlanması olmasa (yöneticilik) ve ücretlendirme/ödüllendirme yapıları “derin uzmanlık” kavramına da yöneticiliğe sunduğu değerleri verse, pek çok kişinin yönetici olmak kavramının yakınından bile geçmek istemeyeceğini düşünüyorum. Yanılıyor muyum?
Kaynak: Kaynagiminsan.com – İpek Aral Kişioğlu